B ile başlayan Kız bebek isimleri arıyorsanız bu yazımız tam size göre..Kanz olarak b ile başlayan kız bebek isimlerini anlamlarını sizin için bir araya getirdik.
Sıra | İsimler | Anlamı | |
1 | BACI | : | kız kardeş (eski) şeyh eşi |
2 | BACIM | : | benim kız kardeşim |
3 | BADE | : | Aşk, kutsal sevgi |
4 | BADEM | : | 1. Gülgillerden ülkemizin her bölgesinde yetişen ağaç. 2. Bu ağacın yaş ve kuru yenen meyvesi. |
5 | BADİYE | : | Çöl, kır. |
6 | BAĞDAGÜL | : | Değeri ölçülemeyen gül. |
7 | BAĞDAT | : | İrak’ın başkenti olan tarihsel kent. Bağdat |
8 | BAĞIŞ | : | 1. Bağışlanan şey, ihsan. 2. Sıçrayış, atlama. |
9 | BAĞLAM | : | 1. Cinsleri ayrı ya da birbirlerine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, deste. 2. Bir koşuttaki dörtlüklerin herbiri. 3. Herhangi bir olayda, olaylar durumlar ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. 4. Dilbilgisinde, önce veya sonra gelen k |
10 | BAĞLAN | : | Deste, tutam, demet, kızıl renkli bir tür yaban kazı; “bağlanmak”tan buyruk |
11 | BAHAMRA | : | İrak’ta bir yer. |
12 | BAHAR | : | Doğanın canlandığı mevsim |
13 | BAHARGÜL | : | Bahar gülü. |
14 | BAHİRA | : | 1. Kulağı yarık dişi deve veya koyun. Hayvan yavru doğurduğunda veya 5 yavru dişi olduğu zaman hayvanın kulağı kesilerek belirtilirdi. Kur’anı Kerim, bu adetleri kaldırmıştır. |
15 | BAHİRE | : | 1. Işıklı, parlak, güzel. 2. Dikenli ağaç. 3. Açık, apaçık. 4. Çok koşan cins deve. 5. Vapur. |
16 | BAHİSE | : | Söz eden, bahseden. |
17 | BAHİYE | : | Şehvetli kadın. İsim olarak kullanılmaması uygundur. |
18 | BAHRİYE | : | Donanma ve denizle ilgili |
19 | BAHTINUR | : | Talihli, şanslı, yazgısı parlak. |
20 | BAHTIŞEN | : | Talihi, kaderi, kısmeti şen. |
21 | BAHTİSER | : | Talihli, şanslı, iyi yazgılı. İşleri başından beri iyi giden. |
22 | BAHTİYAR | : | Mutlu, talihli, Hayatından memnunolan |
23 | BAKANAY | : | Gökyüzünde duran ay, açık seçik. |
24 | BAKİNAZ | : | Sürekli nazlanan, çok nazlı. |
25 | BAKİYE | : | Ağlayan kadın. Hüzünlü kadın. |
26 | BAKYAZI | : | Sevilen bir olaydan sonra verilen ziyafet. |
27 | BALACA | : | bala, ufacık küçücük küçük ve güzel |
28 | BALAHATUN | : | Üstün, asil kanlı. Değerli soy mensubu. Balahatun |
29 | BALAHUN | : | Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi’nin ikinci karısının adı |
30 | BALCIN | : | 1. Bal’a doymuş. 2. Çok tatlı, bal gibi. |
31 | BALDAN | : | Bal gibi tatlı, şirin, hoş. |
32 | BALGIN | : | 1. Bal’a doymuş. 2. Çok tatlı, bal gibi. |
33 | BALHAN | : | Hazar denizi sahilinde Anuderyanın eski yatağının denize vardığı yerde bir dağ silsilesi. |
34 | BALIM | : | 1. Kardeş. 2. Çok sevgili, samimi arkadaş. |
35 | BALIN | : | 1. Kardeş. 2. Çok sevgili, samimi arkadaş. |
36 | BALKI | : | 1. Parıltı, ışık. 2. Güzel parlak, süslü. 3. Şimşek. |
37 | BALKIN | : | Pırıldayan, parlak |
38 | BALKIZ | : | Şirin, tatlı, hoş. Belkıs adının örfte söylenişi. |
39 | BALSARI | : | bal renginde olan, bal sarısı |
40 | BALSU | : | Tatlı su |
41 | BANU | : | Ev kadını, bayan |
42 | BANUGÜL | : | Ev kadını, bayan |
43 | BANUHAN | : | Hatun hükümdar. |
44 | BARCİN | : | Bir tür ipekli kumaş. |
45 | BARÇIN | : | Süslü ipek kumaş, Türkleri yöneten yedi kadın hakandan üçüncüsünün ismi |
46 | BARİKA | : | Şimşek, yıldırım parıltısı. |
47 | BARKAN | : | 1. Çöllerde rüzgarın esme yönüne dikey doğrultuda oluşan ay biçimindeki küçük kumsal külle. 2. Hareketli kumul. |
48 | BASİRET | : | 1. Göz açıklığı, inceden inceye etraflı derin görüş. 2. Ön görüş, seziş. |
49 | BASRİYE | : | Gören, görme ile ilgili, görebilmek |
50 | BAŞAK | : | Tahıl tanelerini taşıyan kısım, sünbüle, Sağlam, dayanıklı. |
51 | BAŞARAN | : | yapacağı işte başarıya ulaşan işi gereken biçimde bitiren, yapan, Amacına ulaşan; becerikli |
52 | BAŞARI | : | başarmak eylemiyle ortaya konulan iş, başarılan iş |
53 | BAŞAY | : | Birinci, ilkay. |
54 | BAŞGÖZE | : | akarsuyun çıktığı yer |
55 | BATI | : | Güneşin battığı yön ve bu yöndeki ülkeler. |
56 | BATIGÜL | : | Batı’da açan yetişen gül. |
57 | BATIHAN | : | Güneşin battığı yön ve bu yöndeki ülkeler. |
58 | BAYCA | : | Zengin, varlıklı. |
59 | BAYÇA | : | Zengin, varlıklı. |
60 | BAYLAN | : | 1. Nazlı, şımarık. 2.Bayla büyüdü bir dediği iki edilmedi. |
61 | BEDAHŞAN | : | Amuderya’nın kaynağı olan Perc’in yukarı mecrasının sol sahilindeki dağlık memleket. |
62 | BEDAHŞİ | : | Amuderya’nın kaynağı olan Perc’in yukarı mecrasının sol sahilindeki dağlık memleket. |
63 | BEDEL | : | 1. Değer, kıymet. 2. Bir şeyin yerine verilen, yerini tutan şey, karşılık. |
64 | BEDİA | : | Güzellik, üstün değerli olan |
65 | BEDİHE | : | 1. Düşünmeden, birden bire söylenen güzel söz. 2. Başlangıç. |
66 | BEDİL | : | Candan, gönülden |
67 | BEDİNUR | : | Güzellik, üstün değerli olan kadın |
68 | BEDİRAN | : | 1. İşleri kötü idare eden. 2. Çapkın kadın. |
69 | BEDİS | : | açık, belli görünen; süs, bezek, bediz |
70 | BEDRAN | : | 1. Sert başlı at.2. Daima. 3. Hoş latif, yakışıklı. |
71 | BEDREKE | : | Yol gösteren, kılavuz. |
72 | BEDRİYE | : | Ayın ondürdüncü geceki haliyle ilgili, Ay gibi. Ay kadar güzel. Ay’a ait. Sühreverdiyye tarikatının altı şubesinden biri. |
73 | BEDRUNNİSA | : | Dolunay yüzlü kadın. |
74 | BEGÜM | : | Saygıdeğer kadın, hanımefendi – Hint prenseslerine verilen san |
75 | BEHİCE | : | Şen güleryüzlü |
76 | BEHİN | : | İyinin iyisi |
77 | BEHİYE | : | Güzel ve alımlı kadın |
78 | BEHMAR | : | Çok ziyade, fazla. |
79 | BEHNANE | : | Güleryüzlü, iyi huylu ve daima gülen kadın. |
80 | BEHRA | : | 1. Onun için ondan dolayı. 2. Bir Arap kabilesi olup Hunus ovasında yerleşmişlerdir. |
81 | BEHREM | : | Asfur çiçeği kırmızı gül. |
82 | BEKEM | : | sağlam, dayanıklı kırmızı boya ağacı |
83 | BEKEN | : | gücü olan, güçlü |
84 | BEKRİYE | : | 1. Her şeyin evveli, ilk çocuk. 2. Genç ve taze kız. 3. Dişi deve yavrusu. |
85 | BELDE | : | Memleket, şehir, kasaba |
86 | BELEMİR | : | Peygamber çiçeği olarak biliniyor. Açtığı kokusunun dağılmasıyla anlaşılan gizli çiçek anlamında |
87 | BELEN | : | 1. Dağ beli, dağın aşılacak yeri, dağlık y2. Akdeniz bölgesinde İskenderun’da Suriye’nin Kuzeye ulaşan büyük yolun Amanos dağlarım aştığı geçit üzerinde bulunan kasaba. |
88 | BELER | : | beleme işini yapar, çocuğu kundaklar, sarar sarmalar anlamında bir ad; |
89 | BELFİN | : | Kar tanesi |
90 | BELGİN | : | 1. Alamet, nişan, mar2. Tam ve kesin olarak belirlenmiş, sarih. |
91 | BELGÜN | : | Aydınlık gün. |
92 | BELHİ | : | Belh şehrine mensup (Afganistan). |
93 | BELİK | : | Saç örgüsü. |
94 | BELİN | : | Gözlerini açıp baka kalmış şaşkın. |
95 | BELİS | : | Çok güzel kız |
96 | BELİT | : | Aksi iddia edilmeyen, tartışmasız gerçek |
97 | BELİZ | : | İşaret, iz; alamet |
98 | BELKIS | : | Yunanca asıllı olup Arapçaya geçen tarihi bir isim |
99 | BELUR | : | Billur, billurdan olan. |
100 | BENAN | : | Parmakla gösterilecek kadar güzel |
101 | BENAY | : | Ben ayım, ay gibiyim |
102 | BENDE | : | 1. Bağlanmış kimse, tutsak. 2. Kul, köle. 3. Yürekten bağlı. 4. Büyük aşkla seven. |
103 | BENEK | : | Namuslu kadın |
104 | BENGİ | : | Sonu olmayan, hep kalacak olan, sonsuz, ebedi. |
105 | BENGİSU | : | Ebedilik, ölümsüzlük veren su, Ab-ı hayat. |
106 | BENGÜ | : | Ebedi, sonu olmayan. |
107 | BENGÜL | : | Üzerinde benekler bulunan gül |
108 | BENİAN | : | Beni-an. Beni anımsa |
109 | BENİZ | : | Yüz |
110 | BENNA | : | Yapı yapan, mimar, kalfa, dülger. |
111 | BENNU | : | |
112 | BENNUR | : | Işık saçan. |
113 | BERCA | : | Yerinde tam doğru ve münasip. Kadın ve erkek adı olarak kullanılabilir. |
114 | BERCE | : | Şiirdeki en anlamlı, en kolay anlaşılır, en güzel dize |
115 | BERCESTE | : | 1. Seçilmiş, beğenilmiş. 2. Güzel, hoş, latif. |
116 | BERCİS | : | 1.”Müşteri” denilen yıldız, Jüpiter gezegeni. 2. Sütü çok olan deve. |
117 | BERÇİN | : | Toplayıcı. |
118 | BEREKET | : | 1. Bolluk. 2. Meymenet, saadet, mutluluk, Allah vergisi. |
119 | BEREN | : | Güçlü, kuvvetli, akıllı. |
120 | BERFİN | : | Kar toplayan |
121 | BERGÜZAR | : | Anılmak için verilen şey, andaç |
122 | BERGÜZİN | : | Seçkin, beğenilmiş makbul. |
123 | BERİKA | : | Yıldırım çaktığında beliren büyük ışık |
124 | BERİL | : | Mücevher olarak da kullanılan bir tür maden |
125 | BERİN | : | Manen çok yüksek |
126 | BERİRE | : | İnam ve ihsan sahibi. Saliha ve vazifesini yapan hanım. |
127 | BERKA | : | Kuzey Afrika’da eski bir şehir. Kadın ve erkek adı olarak kullanılır. |
128 | BERNA | : | Genç, delikanlı |
129 | BERRA | : | Bereketli olan, Doğruyu söyleyen, Hayır işleyen |
130 | BERRAK | : | Temiz, saf, arınmış |
131 | BERRAKA | : | Aydınlık görünüşlü güzel kadın. |
132 | BERRAN | : | Keskin, kesici |
133 | BERRE | : | Peygamber efendimizin anneannesinin ismi |
134 | BERRİN | : | Manen çok yüksek, yüce yaradılışlı |
135 | BERRU | : | İyilik eden, sözünü yerine getiren |
136 | BERŞE | : | Hep, bütün, çok. |
137 | BERZEN | : | Yöre, mahalle, yol. |
138 | BESALET | : | Korkusuzluk, yüreklilik. |
139 | BESAMET | : | Güleryüzlülük, şenlik. |
140 | BESİME | : | Sevimli, güler yüzlü. |
141 | BESİSU | : | Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su |
142 | BESTE | : | Ezgilerin özgün dizimi, |
143 | BESTEGÜL | : | Gül demeti |
144 | BESTENİGAR | : | Türk müziğinde bileşik bir makam |
145 | BEŞARET | : | 1. Müjde, muştu, iyi haber. 2. Güler yüzlülük, gülümseme. |
146 | BEŞİRE | : | 1. Müjde geüren, müjdeci. 2. Güleryüzlü, güleç hanım |
147 | BEŞUŞ | : | 1. Okşadıkça süt veren deve. 2. Araplarca çok meşhur ve meş’um bir kadın. |
148 | BETİM | : | 1. Bir nesnenin kendine özgü belirtilerini tam ve açık bir biçimde, söz ya da yazıyla anlatma, tasvir. 2. Herhangi bir şeyin resmi ya da heykeli. |
149 | BETÜL | : | 1. Bakire. 2. Erkekten çekinen, erkeklere yaklaşmayan namuslu kadın. 3. Ayrı kök salan fidan. 4. Hz. Meryem’in lakabı. 5. Hz. Muhammed(s.a.s)’in kızı Hz. Fatıma’nın lakabı |
150 | BETÜLAY | : | 1. Bakire. 2. Erkekten çekinen, erkeklere yaklaşmayan namuslu kadın. 3. Ayrı kök salan fidan. 4. Hz. Meryem’in lakabı. 5. Hz. Muhammed(s.a.s)’in kızı Hz. Fatıma’nın lakabı |
151 | BEYAN | : | 1. Bildirme, söyleme, açıklama. 2. Belagat ilimlerinden ikincisi. 3. Belli apaçık. |
152 | BEYAZ | : | 1. Ak, en açık renk. 2. Aydınlık. 3. Deri rengine göre bir insan ırkı. 4. Yumurta akı. Mahalli yerlerde kadın adı olarak kullanılmaktadır. |
153 | BEYDA | : | 1. Tehlikeli yer. 2. Sahra, çöl. 3. Mekke ile Medine arasında düz bir yer. |
154 | BEYHAN | : | Hükümdarların üstünü. Seçkin han. Beyhan Sultan |
155 | BEYSUN | : | Nazik insan. |
156 | BEYTİYE | : | Eve ait, evle ilgili. |
157 | BEYZA | : | En beyaz, en ak – Günahtan kaçınmış |
158 | BEZEN | : | Süs, benek, zinet. |
159 | BEZMİALEM | : | Dünya meclisi, sohbet toplantısı. Bezmi Alem Sultan. Sultan Abdülmecid’in annesi. |
160 | BİDAYET | : | Başlama, başlangıç. |
161 | BİGE | : | Evlenmemiş, çouğu olmamış. |
162 | BİHRUZ | : | İyi gün, güzel gün anlamında. Bihruze Hatun Şah İsmail’in zevcesi. Çaldıran’da yenilip her şeyini bırakan Şah İsmail’in zevcesi. |
163 | BİHTER | : | En iyi |
164 | BİHTERİN | : | En iyi, pek iyi. |
165 | BİKE | : | Benzersiz, eşsiz. |
166 | BİKEM | : | Kadın, hanım |
167 | BİLAY | : | Ay gibi asil ol. |
168 | BİLCAN | : | Bilgili dost. |
169 | BİLGE | : | Bilgili, iyi geniş, derin, bilgi sahibi kimse. – |
170 | BİLGE HATUN | : | Kutluk Han’ın annesi. Türk hükümdarı (VIII.yy-). |
171 | BİLGEHATUN | : | KuÜuk Han’ın annesi. Türk hükümdarı(VIII.yy). |
172 | BİLGEN | : | Bilgili, iyi geniş, derin, bilgi sahibi kimse. |
173 | BİLGET | : | Havadis, malumat |
174 | BİLGİN | : | Bilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır) |
175 | BİLGİNUR | : | Bilginin ışığı, bilginin aydınlığı. |
176 | BİLGİSER | : | Bilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır) |
177 | BİLGİYE | : | Bilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır) |
178 | BİLGÜN | : | Bilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır) |
179 | BİLHAN | : | Çok bilgili |
180 | BİLLUR | : | Pek duru ve temiz cam |
181 | BİLNAZ | : | Çok naz eden. |
182 | BİLNUR | : | Bilge kişi. |
183 | BİLSEN | : | Kendini bil. |
184 | BİNAY | : | Bin tane ay, çok kuvvetli ışık. |
185 | BİNHAN | : | Hanların hanı. |
186 | BİNNAZ | : | 1. Nazlı. 2. Cilveli. 3. Allah’a yalvaran. |
187 | BİNNUR | : | 1. Nurla özdeşleşmiş. 2. Bin tane nur. |
188 | BİRAY | : | Ay gibi tek, eşsiz. |
189 | BİRBET | : | Yüzü benzersiz |
190 | BİRCAN | : | Tek, eşsiz. |
191 | BİRCE | : | Tek, eşsiz, biricik. |
192 | BİRCİS | : | Gezegen, Jüpiter, müşteri yıldızı, bercis. |
193 | BİRÇE | : | Biricik, eşi benzeri olmayan |
194 | BİRDEM | : | Doğduğunda alınan ilk nefes |
195 | BİRGİ | : | Batı Anadolu’da İzmir ilinin Ödemiş ilçesinin merkezi, Bozdağ eteklerinde kurulmuştur. |
196 | BİRGÜL | : | Bir tane, tek gül. Kıymetli gül. |
197 | BİRİM | : | Bir tanem, biriciğim |
198 | BİRKE | : | 1. Büyük havuz. 2. Gölcük. 3. Göğüs. |
199 | BİRMA | : | Çin Hindi’nde bir yer. Birmanya diye de tanınır. Birmanya müslümanları ülkelerinin % 30’una ulaşmışlardır. |
200 | BİRSEL | : | Tek sel |
201 | BİRSEN | : | Sadece sen, tek sen. |
202 | BİRSEV | : | Tek sevgili. |
203 | BİRSİN | : | Yonca |
204 | BİTENGÜL | : | Güllerin bitmesi. |
205 | BOYSEL | : | Uzun boylu. |
206 | BUHAYRA | : | 1. Küçük deniz. 2. Mısır’m kuzeybatısında bir şehir. |
207 | BUKA | : | 1. Ülke, yer. 2. Büyük bina. 3. Ben, benek. Buka Han Altınordu devletinin Bayagut boyundan Nogay Yarguçi adlı prensin oğlu. |
208 | BUKET | : | Çiçek demeti |
209 | BUKLE | : | Kıvrılmış, küçük lüle şeklinde saç. |
210 | BULUT | : | Su buharlarının yoğunlaşmasıyla meydana gelen ve gökyüzünde mahiyetine göre farklı yükseklikte bulunan hava kütlesi. |
211 | BURCAY | : | Kale burcundan görülen ay |
212 | BURCU | : | Güzel koku. |
213 | BURÇAK | : | Baklagillerden, taneleri yemiş olarak kullanılan bir bitki, Buğday tanesi |
214 | BURÇAY | : | Kale burcundan görülen ay |
215 | BURÇE | : | Küçük takım yıldız |
216 | BURÇİN | : | Dişi geyik. |
217 | BURFE | : | Cennet meyvesi |
218 | BURKAN | : | Uygur Türklerinin Budaya verdikleri ad. – İsim olarak kullanılmaz. |
219 | BURKHAN | : | Put, heykel, Buda heykeli. – İsim olarak kullanılması yanlıştır. |
220 | BUSE | : | Öpmek, öpüşmek, öpücük |
221 | BUYAN | : | 1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi biliş, sevab. |
222 | BÜGE | : | Bent, su benti. |
223 | BÜKE | : | Bilgili, akıllı, zeki, pehlivan |
224 | BÜKLÜM | : | Bükülmüş kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka. |
225 | BÜKÜM | : | Bükme eylemi |
226 | BÜLBÜL | : | 1. Sesinin güzelliğiyle ünlü ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse. Bülbül Hatun Bayezid H.’in eşi.(Öl. Bursa 1515). Şehzade Ahmed’in annesi. |
227 | BÜRGE | : | Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse. |
228 | BÜRKE | : | 1. Martı. 2. Havuz, gölcük. |
229 | BÜŞRA | : | İyi haber |
230 | BÜTE | : | Fidan. |
231 | BÜTEYRA | : | 1. Güneş. 2. Sabah. |