A ile başlayan Kız bebek isimleri arıyorsanız bu yazımız tam size göre..Kanz olarak a ile başlayan kız bebek isimlerini anlamlarını sizin için bir araya getirdik.
Sıra | İsimler | Anlamı | |
1 | ABBASE | : | Ahmed b. Hanbel’in hanımının ismi. Hz. Abbas’a mensup olan. |
2 | ABDAR | : | 1. Sulu, taze. 2. Parlak. 3. Sağlam vücutlu. 4. Nükteli. 5. Zarif, güzel, hoş. 6. Su veren hizmetçi. |
3 | ABENDAM | : | Güzel vücutlu, güzellik. |
4 | ABŞAR | : | Şelale. |
5 | ACAR | : | 1. Becerikli. 2. Atılgan, ele avuca sığmaz. 3. Halk. 4. Yeni, taze |
6 | ACER | : | Hz. İsmail(a.s.)’in annesi |
7 | AÇANGÜL | : | Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; |
8 | AÇE | : | Sumatra adasının en kuzey kısmı. Önceleri burada Açe İslam devleti hüküm sürerdi. Şimdi ise Hollanda sömürgesidir. |
9 | AÇELYA | : | Fundagiller familyasından, kokusuz ama güzel renkli çiçek. |
10 | AÇIL | : | Açılmak eyleminden emir; serpil |
11 | AÇILAY | : | Ayın dolunay halinde olmaya başlaması |
12 | AÇKINGÜL | : | Açılmış gül. |
13 | ADA | : | Etrafı sularla çevrili kara parçası |
14 | ADALET | : | Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetmek. |
15 | ADANIR | : | Şanlı, şöhretli |
16 | ADEVİYE | : | 1. İyilik, yardımseverlik. 2. Ünlü hanım mutasavvıfe. |
17 | ADIGÜZEL | : | Güzel isim. Verilen ismin güzel olması. |
18 | ADIN | : | ad sözcüğünün tekil ikinci kişi iyelik eki almış hali |
19 | ADİLE | : | 1. Doğruluk gösteren. 2. Doğru Her işinde adalet, doğruluk bulunan hükümet. 3. Adile Sultan; Osmanlı döneminde Bağdat’ta valilik yapan Süleyman Paşa’mn hanımı. Adına bir cami bir de kervansaray yapılmıştır. |
20 | ADNİYE | : | 1. Adın’a mensup 2. Cennete girmeye hak kazanan. |
21 | AFAFET | : | 1. Afiflik, temizlik, temiz olan. 2. Fenalıktan, günah işlemekten kaçınma. 3. Namuslu olmak. |
22 | AFET | : | İnsanlığın önleyemediği büyük doğal felaket |
23 | AFİF | : | 1. İffetli, namuslu, ırz ve namus sahibi kadın. 2. Doğru, haramdan sakınan, yolsuzluğa sapmaz kişi. |
24 | AFİFE | : | Namuslu, iffetli, temiz ve dürüst |
25 | AFİTAB | : | l. Güneş, gün ışığı. 2. Çok güzel, dilber, parlak yüz. |
26 | AFRA | : | 1. Ayın onüçüncü gecesi. 2. Beyaz toprak. |
27 | AFTABE | : | 1. Su kabı. 2. Güneş biçiminde yapılan mücevher. |
28 | AĞAN | : | Ka.- Akanyıldız, ağma |
29 | AĞCA | : | Beyaz tenli kadın. |
30 | AĞÇA | : | Temiz, saf |
31 | AĞGÜL | : | Beyaz gül, ak gül. |
32 | AĞGÜNLÜ | : | günü aydınlık olan, ak günlü |
33 | AĞIŞ | : | Göğe doğru yükseliş, yükselme |
34 | AĞIT | : | Ölen bir kimsenin ardından okunan ezgi, söylenen söz |
35 | AHENK | : | Vurgu, ritim, uyum |
36 | AHFA | : | Kalb, ruh, sır, hafi, ahfa şeklinde sıralanan “letafeti hamse” sonuncusuna verilen ad. |
37 | AHLA | : | Çok tatlı. Pek şirin. |
38 | AHMER | : | Kırmızı, kızıl. |
39 | AHRA | : | Daha layık, münasip, uygun |
40 | AHSA | : | Arabistan’ın KuveytKatar kısmına verilen isim Erkek ve kadın adı olarak kullanılır |
41 | AHSEN | : | En güzel, Çok güzel |
42 | AHTER | : | Yıldız |
43 | AHU | : | Ceylan, karaca, maral – Güzel kadın |
44 | AHUCAN | : | Çok güzel dost. |
45 | AHUEDA | : | Nazlı güzel. |
46 | AHUELA | : | Çok güzel gözlü. |
47 | AHUGÜL | : | Çok güzel. |
48 | AHUGÜZAR | : | Becerikli güzel. |
49 | AHUNAZ | : | Nazlı güzel, nazenin. |
50 | AHUNİSA | : | Çok güzel kadın. |
51 | AHUNUR | : | Göz kamaştıran güzelliğe sahip olan. |
52 | AHUSE | : | Coşkulu güzellik |
53 | AHUŞEN | : | Güzel ve neşeli. |
54 | AİŞE | : | 1. Yaşayan, zenginlik ve bolluk gören. Yaşayış. Âişe binti Ebû Bekir. Peygamberimiz(s.a.s)’in hanımlarından. Muhterem annelerimizden biri olan Âişe(r.a.) Islami bilgisi ve fakihliği ile de meşhurdur |
55 | AJDA | : | 1. Filiz sürgün. 2. Çentik çentik olan şey |
56 | AJLAN | : | Hızlı, çabuk, telaşlı |
57 | AKALTAN | : | Hem ak hemde al olan tan |
58 | AKALTIN | : | Ak renkte altın, beyaz altın |
59 | AKALTUN | : | Ak renkte altın, beyaz altın |
60 | AKANAY | : | Yıldız kümesi. |
61 | AKANT | : | Iyi dilekli ant, ak ant, ak yemin |
62 | AKANYILDIZ | : | geceleri gökte görülen, hızla akıp giden ışıklı gökcismi |
63 | AKARTUNA | : | Akıp gitmekte olan Tuna, akar durumdaki Türk; akıncı Türk |
64 | AKARTÜRK | : | su gibi akıp gider durumdaki Türk akıncı Türk |
65 | AKASMA | : | Beyaz, mavi, morumsu, pembe çiçek veren yabani, tırmanıcı bir bitki. |
66 | AKASYA | : | Küçük sıra yapraklı, süs için yetiştirilen bir ağaç.Salkımağacı |
67 | AKAY | : | Beyaz ay, ayın tam bir daire olarak dolgun, parlak göründüğü evre. Ak ve ay kelimelerinden |
68 | AKBAŞAK | : | ak renkli başak |
69 | AKBİLGE | : | Alim, bilgili, dürüst kimse. |
70 | AKCAN | : | ak yaşam; temiz ruhlu kişi, ak tenli ve cana yakın akça pakça sevgili |
71 | AKÇA | : | 1. Oldukça ak, beyazca. 2. Eskiden kullanılan küçük gümüş para, nakit. 3. Temiz, saf, iyi niyetli kişi. |
72 | AKÇAKİRAZ | : | Bir kiraz çeşidi. |
73 | AKÇAN | : | Temiz, dürüst kimse |
74 | AKÇIL | : | Beyazımsı, solgun |
75 | AKÇİÇEK | : | Beyaz çiçek- Daha çok örfte kullanılır. |
76 | AKDA | : | Allah’ın himayesindeki cariye veya kadın |
77 | AKGÜL | : | Beyaz gül. |
78 | AKGÜNEŞ | : | ak aydınlık Güneş; akça pakça ve güneş gibi aydınlatıcı |
79 | AKGÜNGÖR | : | aydınlık, gönençli, dirlik düzenlik içinde bir göresin anlamına bir dilek |
80 | AKİFE | : | Sebatlı, kararlı – İbadet eden |
81 | AKİLE | : | Akıllı, Rüştünü kanıtlama konumuna gelmiş, yaptıklarının farkında olan |
82 | AKİPEK | : | İpek gibi kadın. |
83 | AKİS | : | 1. Yankı. 2. Işığın veya bir şeklin bir satha çarpıp orada görünmesi, yansı. 3. Zıt, ters, muhalif. |
84 | AKKIZ | : | ak tenli kız |
85 | AKKOR | : | Işık saçacak aklığa varıncaya kadar ısıtılmış olan. |
86 | AKKUTLU | : | Iyilik gönenç, uğur getirdiğine inanılan |
87 | AKMAR | : | Aylar, yıldızlar. |
88 | AKMER | : | Ay gibi beyaz(yüz) |
89 | AKMERİÇ | : | ak, aydınlık meriç |
90 | AKMUT | : | ak dilek, ak göneniş |
91 | AKMUTLU | : | bütün istek ve özlemleri yerine gelmiş olan; ak gönençli |
92 | AKNUR | : | Beyaz nur. |
93 | AKOL | : | ak, aydınlık, temiz olasın anlamına gelen bir dilek buyruk |
94 | AKÖREN | : | ak, aydınlık kent kalıntısı |
95 | AKPINAR | : | Yerden kaynayıp çıkan su, kaynak, çeşme. Bir suyun çıktığı yer, su başı. Kaynak suyunun devamlı aktığı yer. |
96 | AKSEL | : | Temiz, berrak akan su yada sel |
97 | AKSEN | : | Ka.- Sen aksın, temizsin, doğru ve namuslusun. |
98 | AKSEV | : | Aydınlığı sev, ışık saç |
99 | AKSEVİL | : | Her zaman sevilen, beğenilen biri olma temennisi. |
100 | AKSIN | : | Temiz, doğru, dürüstsün., Akip Gitmek |
101 | AKSU | : | 1. Temiz, pırıl pırıl su gibi. 2. Nehir |
102 | AKSUNA | : | Beyaz renkli yaban ördeği. |
103 | AKŞIN | : | 1. Az ak, akımsı.2. Derisinde, kıllarında ve gözlerinde doğuştan boya maddesi bulunmadığı için her yanı beyaz olan (insan, hay- |
104 | AKTAN | : | Aydınlık, mehtaplı gece. |
105 | AKYIL | : | Temiz, güzel sene. |
106 | AKYILDIZ | : | Akşama doğru doğan parlak yıldız. Çoban yıldızı, sabah yıldızı. |
107 | ALA | : | Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş |
108 | ALAGUN | : | Yazın güneş buluta girdiği zamanki gölgeli hava. |
109 | ALAGÜL | : | Çok renkli gül. |
110 | ALAGÜN | : | Yazın güneş buluta girdiği zamanki gölgeli hava. |
111 | ALAMET | : | 1. İşaret, iz, nişan. 2. Remiz, sembol. 3. Belirti, emare. 4. Çok iri, şaşılacak büyüklükte(meç.). |
112 | ALANGOYA | : | 1. Altın geyik. 2. Ünlü Moğol destanının kutsal sayılan kadın kahramanı. |
113 | ALANUR | : | en aydınlık, en parıltılı, en parlak |
114 | ALAPINAR | : | Yerden kaynayıp çıkan su, kaynak, çeşme. Bir suyun çıktığı yer, su başı. Kaynak suyunun devamlı aktığı yer. |
115 | ALARA | : | Al + ara. Al=Kırmızı, ara=bezeyen, süsleyen, Kırmızı süs anlamında bir tamlama, Antalya’da bir nehir |
116 | ALCAN | : | Can alıcı güzel. Can alan, cesur, yürekli. |
117 | ALÇİÇEK | : | Kırmızı çiçek. |
118 | ALEDA | : | Nazlı, kaprisli |
119 | ALEV | : | 1. Ateşten ve yanıcı cisimlerden çıkan parlak, çeşitli şekillere giren gazlardan meydana gelen şeffaf dil, yalım. 2. Aşk ateşi, sevda. 3. Alımlı, cazibeli kadın. |
120 | ALEYNA | : | Arapça’da üzerimize anlamına gelen bir edat. – Esenlik ve güzelliklere sahip, esenlik içinde olan |
121 | ALGUN | : | 1. Aklı alınmış. 2. Al renginde, koyu ve parlak pembe.3. Tümsek, tepe. |
122 | ALGUNE | : | 1. Serap. 2. Allık. |
123 | ALGÜL | : | Kırmızı gül. |
124 | ALIM | : | Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, albeni |
125 | ALİME | : | Bilim adamı, bilgin ilim bilen, ilimle uğraşan kimse |
126 | ALİYE | : | Yüce, yüksek |
127 | ALKIŞ | : | Birini Övme |
128 | ALKIZ | : | Kırmızı yanaklı, sağlıklı kız. |
129 | ALMİLA | : | Elma gibi kırmızı yanaklı |
130 | ALMİNA | : | Mina dağında yetişen kırmızı bir çiçek |
131 | ALMİRA | : | Ay tutulması sırasında ayın etrafında görülen kızıllık |
132 | ALPİKE | : | Kahraman kraliçe |
133 | ALPNUR | : | 1. Eski Türklerde kahraman, yiğit, cesur, bahadır, pehlivan. 2. Seyfi kola mensup, savaşçı, fütüvvct ehli. Alperen, Alpgazi. Bu isim İslam’dan sonra da Türkler arasında kullanılmaya devam etti. |
134 | ALTIN | : | 1. Parlak, san renkte, paslanmayan, kolay işlenebilen, ziynet eşyası olarak da kullanılan maden, zer, zeheb. 2. Örfte kadın adı olarak kullanılır. Zerrin |
135 | ALTINBAŞAK | : | Değerli kimse. |
136 | ALTINBİKE | : | Değerli kimse. |
137 | ALTINIŞIK | : | Işığın en güçlü anı. |
138 | ALTINIŞIN | : | Işığın en güçlü anı. |
139 | ALTINIZ | : | Işığın en güçlü anı. |
140 | ALTINİZ | : | Işığın en güçlü anı. |
141 | ALTINTAÇ | : | Altından taç. |
142 | ALYA | : | Yüksek yer, yükseklik, gök |
143 | AMİNE | : | Yüreğinde korku olmayan. |
144 | AMİRE | : | 1. Mamureden, şenlendiren. 2. İmar olunmuş. 3. Devlete ait. 4. Kendisine bağlı görevliler bulunan. |
145 | AMRE | : | Uzun yaşamak, uzun ömürlü olmak. |
146 | ANBER | : | 1. Ada balığının bağırsaklarında toplanan yumuşak, yapışkan ve misk gibi kokan, kül renginde madde. 2. Güzel koku. 3. Güzellerin saçı. |
147 | ANI | : | Yaşanmış olaylardan belleğin sakladığı. |
148 | ANIL | : | 1. Anılmak eylemi. 2. Meşhur, ünlü. 3. Hatırlanan. |
149 | ANİFE | : | 1. Sert, şiddetli. 2. Haşin. 3. Geçmişte, pek yakında, burnun ucu denecek kadar yakından gecen. 4. Biraz önce, belirtilen, bahsedilen. |
150 | ANİSA | : | Hayırlı kadın |
151 | ANKA | : | Kaf Dağı’nda bulunduğu söylenen masal kuşu |
152 | ARAL | : | Birbirine yakın adalar topluluğu. Orta Asya’da bir göl. |
153 | ARAM | : | 1. Dinlenme, sükun, karar. 2. Rahat, huzur, istirahat. 3. Oturma, eğlenme, ikamet etme. |
154 | ARAMCAN | : | 1. Gönül rahatı. 2. Sevgili, sevilen güzel. |
155 | ARCA | : | 1. Temiz, namuslu. 2. Aksak, topal. |
156 | AREFE | : | 1. Arife, dini bayramlardan bir evvelki gün. 2. Bir önceki gün. |
157 | ARİFE | : | Tecrübeli, bilgili, sezgi ve anlayışa sahip |
158 | ARMİNA | : | Emine, korkusuz, yürekli |
159 | ARMİNE | : | İnanılır, güvenilir. |
160 | Armoni | : | Müzik |
161 | ARNİSA | : | Çok namuslu kadın |
162 | ARRAFE | : | 1 Falcı, kahin. Müneccim. 2. Hekim. 3. Göçebe Arap aşiretlerinin örfe vakıf umumi bilgileri. |
163 | ARSEN | : | Kurtuluş, özgürlük |
164 | ARSU | : | Su kadar berrak |
165 | ARÜSEK | : | 1. Gelin, küçük gelin. 2. Bebek gibi güzel kız. 3. İşlemecilikte kullanılan yeşil parlak sedef. 4. Ateş böceği. 5. Küçük bir mancınık çeşidi. |
166 | ARVA | : | En güzel kadın |
167 | ARYA | : | Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı |
168 | ARZU | : | 1. İstek, bahşiş. 2. Emel, heves, meyi. 3. Özlemek, müştak olmak. “Arzum” olarak da kullanılır. Meşhur halk hikayelerinde Kamber’in sevgilisi. |
169 | ARZUCAN | : | Candan isteyen. |
170 | ARZUGÜL | : | İstenilen, beğenilen gül. |
171 | ARZUM | : | İsteğim, dileğim, hevesim. |
172 | ARZUMAN | : | 1. İstek, bahşiş. 2. Emel, heves, meyi. 3. Özlemek, müştak olmak. “Arzum” olarak da kullanılır. Meşhur halk hikayelerinde Kamber’in sevgilisi. |
173 | ARZUNAZ | : | Naz yapan, nazenin. |
174 | ASALBİKE | : | Gerçek hanım, gerçek güzel |
175 | ASEL | : | Bal, Cennetteki dört sudan biri |
176 | ASENA | : | Dişi kurt. |
177 | ASGAR | : | En küçük, daha küçük. |
178 | ASIFE | : | Şiddetle esen rüzgar. Kur’an’da Yunus 22, İbrahim 18 ve En’am suresi 81. ayetlerde geçer. |
179 | ASIMA | : | Temiz, namuslu, sağlam karakterli |
180 | ASİYE | : | Acılı kadın / Direk |
181 | ASLI | : | Kök, köken – Aşık Kerem’in sevgilisi |
182 | ASLICAN | : | Özü can gibi sevgili |
183 | ASLIHAN | : | Kökeni soylu han soyundan, Mutlu paylaşmayı seven |
184 | ASLIM | : | Özü geçmişe ait |
185 | ASLINAZ | : | Nazlı olması geçmişinden gelen. |
186 | ASLINUR | : | Nur saçan bir geçmişi olan. |
187 | ASLISU | : | Geçmişi su gibi berrak ve temiz olan. |
188 | ASU | : | Asi, ehlileşmeyen huysuz at – İsyankar |
189 | ASUDE | : | Sessiz, sakin dinlendirici |
190 | ASUELA | : | Ela gözlü yaramaz, parmakla gösterilecek kadar güzel olan |
191 | ASUMAN | : | Gök, gökkubbe, sema |
192 | ASYA | : | Dünyadaki kıtaların en büyüğü. |
193 | AŞINA | : | Bildik, tanıdık. |
194 | AŞKIM | : | Sevdiğim, sevgilim. |
195 | AŞKIN | : | 1. Geçkin, aşmış olan. 2. Ölçüyü kaçıran, coşkun. 3. Fazla. 4. Sonra. 5. Benzerlerinden daha üstün. |
196 | AŞKINAY | : | 1. Geçkin, aşmış olan. 2. Ölçüyü kaçıran, coşkun. 3. Fazla. 4. Sonra. 5. Benzerlerinden daha üstün. |
197 | ATASAGUN | : | Eski Türklerde hekimlere verilen isim. |
198 | ATIFA | : | Eğilimli, birine şefkatle eğilen, sevgi duyan / Bir şeye yönlendirilen |
199 | ATIFET | : | Karşılık beklemeden gösterilen sevgi, iyilik sever |
200 | ATİCAN | : | Taçlar. |
201 | ATİKE | : | Özgür – Soylu – Güzel ve genç kız – Saf – Pembe yüzlü |
202 | ATİYE | : | 1. Bağış, bahşiş, ihsan. Hediye. 2. Gelecek, istikbal. |
203 | ATSAN | : | Susuz, susamış, teşne. |
204 | ATTAB | : | Yumuşak huylu. Sertlik yanlısı olmayan. Uyumlu. Attab b. Esid. Sahabeden. Mekke valiliği yapmıştır. Rasulullah tarafından atanmıştır. |
205 | ATUFET | : | Şefkat, merhamet. |
206 | ATYEB | : | Çok güzel, pek güzel. |
207 | AVŞAR | : | Oğuzların önemli bir kolu. Büyük Selçuklu Devleti’nin kurulması ve yakındoğunun Türkleşmesinde büyük rol oynamışlardır. |
208 | AVUNÇ | : | İnsanı avutan, teselli eden şey |
209 | AYANFER | : | Gözün ışığı, nuru. |
210 | AYASUN | : | Ay gibi ışıltılı ve güzelsin anlamında. |
211 | AYBEK | : | Put, sanem. İsim olarak kullanılmaz. |
212 | AYBEN | : | Ay benizli. |
213 | AYBENİZ | : | Ay gibi parlak tenli, ay benizli. |
214 | AYBER | : | Ay meyvası. |
215 | AYBİGE | : | Büyük ay, dolunay. |
216 | AYBİKE | : | Ay benizli, Ay gibi güzel kadın |
217 | AYBİKEN | : | Eski Türk hükümdarlarından birinin hanımının ismi. |
218 | AYBİRGEN | : | Ay veren |
219 | AYBÜKE | : | Ay gibi parlak, aynı zamanda zeki, akıllı |
220 | AYCA | : | Ay gibi güzel, ışıklı, parlak. |
221 | AYCAN | : | İçi aydınlık |
222 | AYCİHAN | : | Cihanı aydınlatan ışık. |
223 | AYÇA | : | 1. Ayın yeni doğduğu günlerdeki şekli, yeni ay, hilal. 2. Cami kubbelerine ve minare külahlarına konulan hilal şeklindeki süs. 3. Ay kadar güzel, aydınlık. |
224 | AYÇAĞ | : | Ay gibi parlak çağ. |
225 | AYÇAN | : | Ay gibi parlak güzel ve sevimli. |
226 | AYÇIL | : | 1. Işık saçan, sürekli parlaklık veren ay. 2. Ay gibi. |
227 | AYÇİÇEK | : | Gün çiçek |
228 | AYDA | : | Dere kıyılarında yetişen bir bitki – Parmakları, endamı güzel kadın |
229 | AYDAN | : | Ay’a dahil olan. Ay gibi. |
230 | AYDANUR | : | Ay’ın ışığı, aydan yayılan ışık. |
231 | AYDENİZ | : | Hem ay, hem de deniz |
232 | AYDIN | : | 1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevv3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevvKılıçarslanın hanımının ismidir. Erkek ve kadı |
233 | AYDINAY | : | 1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevv3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevvKılıçarslanın hanımının ismidir. Erkek ve kadı |
234 | AYDİLEK | : | Ay ve dilek isimlerinden oluşmuş birleşik isim. -Ay’a ait arzu, istek. |
235 | AYDOĞDU | : | Doğmakta olan ay. Ay doğdu Bey. Ertuğrul Gazi’nin oğlu veya torunu (1302). |
236 | AYEVİ | : | Ay çevresinde oluşan ışık çemberi |
237 | AYFER | : | 1. Ayyüzlü, ay gibi güzel, parlak ışık saçan. 2. Şan, haşmet sahibi. |
238 | AYGEN | : | 1. Dost, arkadaş. 2. Sevgili, yar. 3. Temiz yaratılıştı. |
239 | AYGÖNÜL | : | Güzel gönüllü. |
240 | AYGÜL | : | Ay’ın gülü. |
241 | AYGÜN | : | Gösterişli, ay ve güneş kadar güzel anlamında. |
242 | AYHATUN | : | Ay yüzlü kadın. Ay ve hatun kelimelerinden birleşik isim. |
243 | AYİLKİN | : | İlk çocuklara takılan isim. |
244 | AYKAL | : | Ay gibi parlak ve ışıklı kal |
245 | AYKE | : | Sık koruluk. |
246 | AYKIZ | : | Ay gibi güzel yüzlü kız |
247 | AYLA | : | Ay’ın ve güneşin etrafında bazı zamanlarda görülen halka, ayla. Beyaz ışık. |
248 | AYLAN | : | Ay gibi güzel değerlere sahip olan. |
249 | AYLİN | : | Ay’a ait, ayın etrafındaki çizgi |
250 | AYNAMELEK | : | Melek gibi, melek görünüşlü kadın. |
251 | AYNDİLGE | : | Pınar, su, kaynak. Antakya Halep arasında, Suriye sınırına çok yakın bir yerde bulunan kaynak su. Tarihte bu kaynak dolayısıyla önemli yerleşim bölgesi olmuştur. |
252 | AYNIHAYAT | : | Hayatın gözü, hayat pınarı. |
253 | AYNİYE | : | 1. Yeniçeriler tarafından ve daha sonra Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanlarında giyilen bir çeşit yağmurluk. 2. Yardım etmiş. Yardımla ilgili. |
254 | AYNŞEMS | : | 1. Güneş kaynağı. 2. Mısır’da bir kasaba. 3. Bir cins değerli taş. |
255 | AYNUR | : | Ay gibi ışıklı, pırıl pırıl |
256 | AYPARE | : | Ay parçası |
257 | AYPER | : | Ay parçası, Tek ay |
258 | AYPERİ | : | Ay ve peri gibi çok güzel. |
259 | AYRAL | : | Benzerlerinden farklı olan, kendine özgü, değişik |
260 | AYSAL | : | Ay gibi, ay’a benzeyen. |
261 | AYSAN | : | Ay gibi, ay yüzlü |
262 | AYSAR | : | Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse |
263 | AYSEL | : | 1. Bol ışık saçan, ay. 2. Ay’ın en parlak zamanında doğan. |
264 | AYSEMA | : | Ay gibi parıldayan yüz. |
265 | AYSEN | : | Ay gibi güzel. Parlak ve nurlu. |
266 | AYSEREN | : | Güzelliğini gözler önüne seren. |
267 | AYSEV | : | Ay gibi sevgili |
268 | AYSEVEN | : | Ay gibi sevgili |
269 | AYSIN | : | Sen aysın, ay kadar güzelsin |
270 | AYSİMA | : | Ay yüzlü |
271 | AYSU | : | Su gibi berrak ay. |
272 | AYSUDA | : | Suya yansıyan ay. |
273 | AYSUN | : | Ay gibi ışıltılı ve güzelsin anlamında. |
274 | AYSUNA | : | Su gibi berrak ay. |
275 | AYSUNAY | : | Su gibi berrak ay. |
276 | AYŞAN | : | Ay gibi şanlı, görkemli, parlak. |
277 | AYŞE | : | Yaşam, dirlik, Rahat yaşayan |
278 | AYŞEGÜL | : | Güleç, güler yüzlü |
279 | AYŞEM | : | Ay ışığı – Benim Ayşem |
280 | AYŞEN | : | Neşeli ay, gülen ay. |
281 | AYŞENUR | : | Nur gibi parlak, pırıl pırıl, ay gibi güzel, rahat ve huzurlu yaşayan kişi |
282 | AYŞIL | : | Ay gibi ışıl ışıl. – Ay ve şıl kelimelerinden birleşik isim. |
283 | AYŞİM | : | Darlak ışık saçan. |
284 | AYŞİN | : | Ay gibi ışıl ışıl. – Ay ve şıl kelimelerinden birleşik isim. |
285 | AYŞİRİN | : | Sevimli ay, ay gibi sevimli. Şirin. |
286 | AYŞULE | : | 1. Ay kıvılcımı. 2. Ay ışığı. |
287 | AYTEN | : | 1. Ay yüzlü. 2. Teni beyaz ve parlak olan. 3. Güzel vücutlu. |
288 | AYTU | : | Aya benzeyen tuğlu. |
289 | AYTUNA | : | 1. Çok bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli. 4. Karaor-manlardan doğan, Karadeniz’e dökülen, Avrupa’nın Volga’dan sonra en uzun ırmağı. |
290 | AYTUNCA | : | Balkan Yanmadası’nda Meriç ırmağının kolu. |
291 | AYTÜL | : | Ay ve tül kelimelerinden oluşan birleşik isimlerden. – Son zamanlarda yapılmış, uydurma bir isimdir. |
292 | AYYÜKSEL | : | Yükselen ay. |
293 | AYZER | : | 1. Altın renginde ay. 2. Ay’ın altın rengini aldığı an. |
294 | AZADE | : | Özgür, kurtulmuş, başına buyruk anlamında |
295 | AZEL | : | Hür, Serbest |
296 | AZİME | : | Azmeden, yapmak için kesin kararlı / iri, kemikli yapılı |
297 | AZİMET | : | 1. Kuvveüi bir iradeye dayanan karar, yemin anlamına gelmektedir. 2. Herhangi bir kolaylığa başvurmaksızın bütün güçlüklerin irade gücüyle yenilerek yapılması gerekli olan dini vecibeler. |
298 | AZİZE | : | Kutsal, ermiş kadın – Sevgi hitabı |
299 | AZMİDİL | : | Gönül yüceliği. |
300 | AZMİYE | : | Niyetli, kararlı |
301 | AZRA | : | Bakire, el değmemiş |
302 | AZREF | : | 1. Çok zarif, en zarif. 2. Çok zeki. |
303 | AZZE | : | 1. Dişi ceylan yavrusu. 2. Yüce, şerefli. |